top of page

ŞEMA TERAPİ MODELİ AÇISINDAN BORDERLINE KIŞILIK BOZUKLUĞU - 2

  • Yazarın fotoğrafı: hgurtekin
    hgurtekin
  • 18 saat önce
  • 4 dakikada okunur

Şema Terapi Modeli çerçevesinde, şemaların temelinde yatan dört erken dönem yaşantısından bahsedilir. Bu yaşantılar, bireyin kişisel şemalarını şekillendiren temel deneyimleri temsil eder (Arntz ve Genderen, 2014) :


Temel İhtiyaçların Engellenmesi: İlk yaşantı tipi, çocuğun temel ihtiyaçlarının, sevgi, anlayış veya istikrar gibi, karşılanmasının engellendiği durumları içerir. Bu tür deneyimler, çocuğun temel güvence ihtiyacının karşılanmamasına yol açabilir.

Travmatize Edilme veya Kurbanlaştırılma: İkinci yaşantı tipi, çocuğun güvenlik ihtiyacının göz ardı edilerek, fiziksel veya duygusal olarak zarar gördüğü durumları temsil eder. Bu tür travmatik deneyimler, bireyin duygusal olarak yaralanmasına neden olabilir.

Aşırı Özgürlük veya Aşırı Koruma: Üçüncü yaşantı tipi, çocuğun ebeveynlerinden ihtiyacından daha fazla özgürlük verildiği, aşırı serbest bırakıldığı veya tersine aşırı korunduğu durumları ifade eder. Bu tür yaşantılar, çocuğun kendine gerçekçi sınırlar koyma, özerklik kazanma ve otonomi geliştirme yeteneğini engelleyebilir.

Özdeşim ve İçselleştirme: Son yaşantı tipi, çocuğun çevresindeki önemli kişileri model alarak, onların davranışlarını, duygularını ve tepkilerini içselleştirdiği deneyimleri yansıtır. Bu, çocuğun çevresindeki kişilerle özdeşim kurarak benzer davranışları sergileme eğilimini artırabilir.



Bu dört temel erken dönem yaşantı, kişinin yaşam boyu süren şemalarını oluşturan temel yapı taşlarıdır ve bireyin duygusal ve davranışsal tepkilerini etkiler. Şema Terapi, bu temel yaşantıların farkındalığını artırarak, bu şemaların anlaşılmasını ve müdahale edilmesini amaçlar (Young ve ark., 2003).


Şemalar, yaşamın erken dönemlerinde başlar, yaşam boyunca gelişir ve artık uygulanabilir olsalar bile daha sonraki yaşam deneyimlerini etkileyebilirler. Bu erken dönem uyumsuz şemalar, bireyin çocukluk döneminde karşılanmamış duygusal ihtiyaçlar nedeniyle oluşur ve yerleşir. Günümüzde bu şemalar, beş ana alana ve 18 farklı şemaya gruplandırılır (Soygüt ve Çakır, 2009)






1. Ayrılma ve Reddedilme Alanı:


Duygusal Yoksunluk

Terk Edilme/İstikrarsızlık

Güvensizlik/Kötüye Kullanılma

Kusurluluk/Utanç

Sosyal İzolasyon/Yabancılaşma



2. Zedelenmiş Özerklik ve Performans Alanı:


Bağımlılık/Yetersizlik

Dayanıksızlık

İç İçe Geçme/Gelişmemiş Benlik

Başarısızlık



3. Zedelenmiş Sınırlar Alanı:


Haklılık/Üstünlük

Yetersiz Özdenetim



4. Başkaları Yönelimlilik Alanı:


Boyun Eğicilik

Kendini Feda

Onay Kabul Arayıcılık



5. Aşırı Uyarılma ve Baskılama Alanı:


Olumsuzluk/Karamsarlık

Duyguları Baskılama

Yüksek Standartlar/Aşırı Eleştiri

Cezalandırıcılık

Bu şemalar, bireyin yaşam deneyimlerini, duygusal tepkilerini ve davranışlarını etkileyerek, kişinin kendilik algısı ve ilişkileri üzerinde kalıcı bir etki yaratır. Şema Terapi, bu şemaların farkındalığını artırarak, bireyin bu şemaları anlamasına ve bunlarla başa çıkmasına yardımcı olmayı amaçlar (Soygüt ve Çakır, 2009).


Erken dönem uyum bozucu şemalar, bireylerin duygusal yaşantılarını ve davranışlarını etkileyen 18 farklı şemaya kategorize edilir. Bu şemalar, kişinin çocukluk döneminde yaşadığı deneyimlere ve bakım verenlerinin tutumlarına dayalı olarak gelişir (Roediger, 2015).


Duygusal Yoksunluk: Kişi, duygusal ihtiyaçlarını karşılayamadığı duygusuna sahiptir, diğer insanlardan gereken duygusal desteği alamaz.

Terk Edilme/İstikrarsızlık: Kişi, sürekli bir terk edilme veya istikrarsızlık duygusu yaşar, yakın ilişkilerin sürekliliğinden endişe eder.

Güvensizlik/Kötüye Kullanılma: Bu şema, kişinin başkaları tarafından aşağılanma, aldatılma, yaralanma veya manipüle edilme gibi kötü deneyimler sonucu oluşur.

Kusurluluk/Utanç: Kişi, bakım verenlerin değer azaltıcı eleştirileri nedeniyle kendini değersiz, kötü ve utandırıcı hisseder.

Sosyal İzolasyon/Yabancılaşma: Bu şema, genellikle dışlanma, aşağılanma ve ardından kendini geri çekme deneyimlerinin bir sonucu olarak gelişir.

Bağımlılık/Yetersizlik: Kişi, aşırı derecede kontrolcü bir bakım verenin her konuda kararlarını almasına izin verdiği durumlar sonucu bu şemayı geliştirebilir.

Dayanıksızlık: Kişi, sürekli bir şekilde felaketlerin veya kötü olayların tehdidi altında olduğunu hisseder ve bu şema gelişir.

İç İçe Geçme/Gelişmemiş Benlik: Bu şema, kişinin aşırı bağımlılık içinde olduğunu ve kendi mutluluğunun diğer insanların memnuniyetine bağlı olduğunu ifade eder.

Başarısızlık: Kişi, bakım verenlerin aşırı eleştirel geri bildirimleri nedeniyle özgüven eksikliği yaşar.

10.Haklılık/Üstünlük: Bu şema, kişinin kendisine özel haklar ve ayrıcalıklar talep etmesi ile karakterizedir.

11.Yetersiz Özdenetim: Kişi, çocukluğunda yeterince talepte bulunulmadığı için çaba gösterme, hayal kırıklıklarını tolere etme ve duygularını düzenleme becerilerini eksik hisseder.

12.Boyun Eğicilik: Bu şema, bakım verenlerin sürekli olarak çocuğun duygularının, ihtiyaçlarının ve isteklerinin önemli olmadığı hissini vermesi sonucu gelişir.

13.Kendini Feda: Kişi, başkalarının isteklerini yerine getirerek sevgi ve onay kazanmaya çalışır.

14.Onay/Kabul Arayıcılık: Bu şema, kişinin aşırı sosyal olarak talep edilen davranışları sergilemeye çalışmasına neden olur.

15.Olumsuzluk/Karamsarlık: Kişi, gelecekte olumsuzluklardan veya krizlerden sürekli endişelenir ve bu şema oluşur.

16.Duyguları Baskılama: Kişi, duygularını ve iletişimini bastırır, özellikle öfke ve olumlu duyguları ifade etmekte zorlanır.

17.Yüksek Standartlar/Aşırı Eleştiri: Bu şema, kişinin aşırı mükemmeliyetçi ve eleştirel olmasını ifade eder.

18.Cezalandırıcılık: Kişi, kendisine veya başkalarına yanlış veya zayıf davranışlar gösterildiğinde ağır cezalar verme eğilimindedir (Young vd., 2003).

Borderline Kişilik Bozukluğu Tedavisi


Borderline Kişilik Bozukluğu, duygudurum ve duygulanımdaki değişkenliklerin seyriyle ilgilidir. Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip bireylerde, bu değişkenlik, birden gerçekleşir, keskin ve dramatik bir karaktere sahiptir. Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip bireylerde uzun bir ötimik dönemden bahsetmek pek mümkün değildir. Borderline Kişilik Bozukluğu olan hastaların tedavisi oldukça karmaşık ve zorlu olabilmektedir (Çalışır,2008)


Bu kişiler genellikle duygusal dalgalanmalar, kendine zarar verme davranışları, kendilik algısı sorunları ve ilişki problemleri gibi belirgin semptomlara sahiptirler. Tedavi sürecinde, Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının daha sağlıklı ve işlevsel bir yaşam sürmelerine yardımcı olmayı hedeflemek optimal olacaktır. (Belli vd, 2013). Tedavi sürecinde kullanılabilecek yöntemler şunlardır;




Duygusal İstikrar Sağlama: Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının duygusal dalgalanmaları ve öfke patlamaları sık görülür. Tedavi, bu duygusal dalgalanmaları anlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olmayı amaçlar. Bilişsel-davranışçı terapiler, duygusal düzenleme becerilerini geliştirmek için kullanılabilir.

Kendilik Algısı: Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının kendilik algısı genellikle bozuktur. Bilişsel terapi, bu olumsuz kendilik algısını olumlu bir şekilde yeniden yapılandırmaya ve kişinin daha sağlıklı inançlar geliştirmesine yardımcı olabilir.

İlaç Tedavisi: Borderline Kişilik Bozukluğu semptomlarını yönetmeye yardımcı olmak amacıyla psikiyatristler ilaç tedavisi önerebilirler. Özellikle duygusal dalgalanmaları ve impulsiteyi azaltmaya yardımcı olabilirler.

Sınırların Belirlenmesi: Hem terapist hem de hasta için sınırların net bir şekilde belirlenmesi önemlidir. Borderline Kişilik Bozukluğu hastaları genellikle sınırları test ederler, bu yüzden tedavi sürecinde bu konuya dikkat etmek önemlidir.

Empati ve Anlayış: Terapistlerin, Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının hissetiklerini ve düşündüklerini anlamaya çalışmaları ve empati göstermeleri çok önemlidir. Hasta, terapistin gerçekten ilgi gösterdiğini hissetmelidir.

Uzun Vadeli ve İstikrarlı İlişki: Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının tedavisi genellikle uzun vadeli bir taahhüt gerektirir. Tedavi süreci boyunca hasta ve terapist arasındaki ilişkinin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi önemlidir.

Çevresel Desteği Düzenleme: Borderline Kişilik Bozukluğu hastalarının tedavisinde aile üyeleri veya destek grupları da önemli bir rol oynayabilirler. Hasta ile bu destek sistemlerinin işbirliği yapması tedavi sürecini destekleyebilir (Young vd., 2009; Kapçı ve Hamamcı,2010).

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Commenting on this post isn't available anymore. Contact the site owner for more info.

© 2025 by Ayna Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi, Ph.D.

bottom of page