İdealar Nerede Yaşar?
- hgurtekin
- 2 Tem
- 2 dakikada okunur

Aristoteles'in Bilgi ve Gerçeklik Üzerine Materyalist Yorumları
Kategori: Felsefe | Ontoloji | Epistemoloji
Rasyonalizmden Materyalizme Açılan Kapı
Aristoteles, klasik rasyonalizmin temsilcisi olarak görülse de, düşünce sistemi aynı zamanda deneyime, gözleme ve maddi gerçekliğe kapı aralayan bir yapıya sahiptir. Bu özelliğiyle, Marx’ın da ifade ettiği gibi, tarihin ilk materyalisti olarak değerlendirilebilir. Platon’un öğrencisi olan Aristoteles, hocasının izinden gitse de, özellikle bilgi ve varlık anlayışında ondan köklü biçimde ayrılır. Bu yazıda, Aristoteles’in felsefi düşüncesini Platon’la karşılaştırarak, ideaların nasıl bu dünyaya indirildiğini, bilgiyi nasıl temellendirdiğini ve kavramlara nasıl tarihsel bir nitelik kazandırdığını ele alacağız.
Platon'un İki Dünyası: Tümel ve Tikelin Ayrılığı
Platon’un bilgi anlayışı, iki dünya varsayımı üzerine kuruludur:
İdealar (tümeller) dünyası: Değişmeyen, mutlak ve gerçek olan.
Duyusal (tikellerin) dünyası: Değişen, yanıltıcı ve geçici olan.
Platon’a göre gerçek bilgi, tümellerin bilgisine ulaşmakla mümkündür. Ancak bu iki dünya arasındaki ilişki hiçbir zaman tam olarak açıklanamaz; burada güçlü bir dualist yapı söz konusudur.
Aristoteles’ten Eleştiri: Tümeller Nerede Yaşar?
Aristoteles, Platon’un bu sistemine doğrudan itiraz eder. Şöyle sorar:
“Eğer içinde yaşadığımız dünya, sadece ideaların taklidi ise, neden bu dünyada yaşıyoruz? Bu dünya neden değersiz olsun?”
Ona göre bilgi, evet, tümelin bilgisidir; ancak bu bilgiye ulaşmak için tikellerden yola çıkmak gerekir. Çünkü tümeller, soyut bir idealar dünyasında değil, bizzat bu dünyada tikellerin içinde var olur.
Adalet kavramını mı arıyorsunuz? O zaman adil insanların eylemlerine bakmalısınız.İşte bu yaklaşım, materyalist düşüncenin ilk kıvılcımlarını taşır.
Töz, Madde ve Form: Gerçeklik Nasıl Kurulur?
Aristoteles, “töz” kavramını merkeze alır. Ona göre bir nesnenin iki temel özelliği vardır:
Algılanabilir olması (gösterilebilir, duyularla kavranabilir),
Kendi başına var olabilmesi (başka bir şeye ihtiyaç duymadan ayakta durabilme).
Bu iki özelliği taşıyan varlıklara töz (substance) denir.Töz, iki unsurdan oluşur:
Madde: Nesnenin fiziksel yapısı.
Form: Biçim değil; özü, kavramsal yapısı.
Örneğin iki farklı kedi düşünelim. Maddeleri farklıdır ama her ikisi de “kedi” formuna sahiptir. Bu form, tümelin ta kendisidir. Dolayısıyla tümeller bu dünyada, tikellerin içinde yaşar.
Bilgi: Amaç mı, Araç mı?
Platon için bilgi, tümelin bilgisine ulaşıldığında tamamlanır. Aristoteles’e göre ise tümel, bilginin hedefi değil aracıdır. Gerçek bilgi, tikeller aracılığıyla anlam kazanır. Tümelin bilgisinin tam olabilmesi için, onun tikelde nasıl ortaya çıktığını bilmek gerekir.
Doğru bilgi, yalnızca kavramsal değil; aynı zamanda somut örneklerle desteklenmiş olmalıdır.
Marx ve Althusser’in İzinde: Kavramlar da Maddidir
Marx, Aristoteles’i “kaba ama ilk materyalist” olarak tanımlar. Çünkü Aristoteles, kavramların sadece düşünsel değil, maddi dünyada gözlemlenebilir şekillere büründüğünü söyler.Bu görüş, Althusser tarafından daha da geliştirilir. Althusser’e göre:
Kavramlar tarihseldir.
Hakikat de tarihseldir.
İdeolojiler de maddidir; çünkü somut etkiler üretirler. Onlara dokunamayız ama davranışlarımızı yönlendirirler. Din, aile, toplumsal roller… Bunların hepsi maddi etkileri olan ideolojik yapılardır.
Kadın, Adalet, İnsan: Kavramlar Değişir mi?
Platon’a göre “kadın” kavramı ezelidir, değişmez. Aristoteles ise bunun tam tersini savunur:
Kadın anlayışı 100 yıl önce neyse, bugün aynı değildir.Kavramlar, tikel dünyada oluşur, dönüşür ve yeniden tanımlanır.
Bu yüzden Aristoteles’in felsefesi, sadece epistemolojik değil, aynı zamanda sosyo-politik bir devrim niteliği taşır. Tümeller buradadır. Gerçeklik, içindedir yaşadığımız dünyanın.
Aristoteles’in Sessiz Devrimi
Aristoteles, Platon’un gökyüzüne yerleştirdiği tümelleri yeryüzüne indirir. İdealar artık başka bir evrende değil, gözümüzün önündedir.
“Bütün kavramlar tarihseldir.”“Hakikat de tarihseldir.”
Bu nedenle onun düşüncesi sadece antik felsefenin değil, modern düşüncenin de temel taşlarından biridir.


Yorumlar